Mahmut Ağbaht
AİLE: HAYATİ ÖNEMDE
Öncelikle ikidilli çocuk yetiştirme sürecinin bilgi, plan, emek gerektirdiği unutulmamalı. Anne-babalar ikidilli çocuk yetiştirme üzerine yazılmış kitap, makale vs. okumaları gerekir. Colin Baker’in İkidilli Eğitim: Anne-babalar ve öğretmenler için rehber (Heyamola Yayınları, 2011) kitabını tavsiye edebilirim. İkidillik konusunda uzmanlaşmış kişilerden destek alınabilir.
KALİTELİ İKİDİLLİLİK SÜRECİ
İkidillilik süreci ne kadar iyiyse, nitelikliyse çocuğun iki dilde yetkinliği, becerisi o kadar artacaktır. Böylece çocuğun ikidilliliğin olası kazanımlarından daha geniş ölçüde yararlanma imkanı olabilecektir. Uzmanlar, ikidilliğin olası kazanımlarını kültürel, iletişimsel, kişilik temelli, bilişsel, eğitimsel ve maddi şanslar olarak niteliyorlar.
UYGUN STRATEJİ: “OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE SADECE ANADİLİ”
Bu süreçte uygulanabilecek başlıca dört stratejiden bahsedilir. Bunlardan “Okul Öncesi Dönemde Sadece Anadili” stratejisinin uygun olduğunu düşünüyorum. Evde kullanılan dil, çocuğun okul dönemine kadar ağırlıkla Arapça olmalıdır. Yani, anne-babalar kendi aralarında ve çocukla, okul dönemine kadar evde ağırlıkla Arapça konuşmalılar. Televizyon, radyo, internet, tiyatro, sinema, gazete, kitap, festival vs. işitsel, görsel ve yazılı araçların dillerine, Arapça da mutlaka dahil edilmelidir. Bunun en az, evde ağırlıklı dilin Arapça olması kadar ehemmiyeti var. Dil girdisi aile içi iletişimle sınırlı olmamalı. Günümüzde özellikle internet dünyasının sunduğu geniş olanaklar var. Mutlaka değerlendirilmeli. Çocuk aile içi yanı sıra çevrede Arapçanın var olduğunu görmeli, işitmeli, yaşamalıdır; televizyonda, radyoda, gazetede, tiyatroda, sinemada, festivallerde, sokakta yaşına uygun eğlenceli, eğitici etkinlikler, oyunlar, çizgi filmleri, programlar vs… Bunların erken dönemde lehçede olması önemli. Anne-babalar bu konuda olanakları zorlamalı, gerekli koşulları yaratmalılar. Standart Arapçayı öğrenmeye başladığında da (muhtemelen ilk okul döneminde) bu türden etkinlikler lehçenin yanı sıra Standart Arapçada olabilir.
Türkçe bu olanaklar açısında zaten gayet baskın dil olarak konumlanmış. Anne-babalar çocuklarıyla bir kelime dahi Türkçe konuşmasalar televizyondan, oyun arkadaşlarından Türkçeyi öğrenebiliyor.
Okul dönemine başlamadan kısa bir süre önce, beş-altı ay öncesinde mesela, ebeveynlerden biri ya da okul çağında bir kardeşi çocukla Türkçe konuşmaya başlamalı. Okul dönemiyle beraber, aileden çocuğa ödevlerinde yardımcı olan kişi zaten Türkçe konuşacaktır.
ÖĞRETMENLE GÖRÜŞME
Öğretmenleriyle görüşün, çocuğunuzu ikidilli yetiştirdiğinizi anlatın. Onlarla konuyla ilgili uzmanların önerilerini paylaşın. Faydalandığınız bilimsel kaynaklardan bahsedin. Bu konuda onların da bilinçli ve duyarlı olması çok önemli.
DİL GELİŞİMİ: KEYİFLİ, EĞLENCELİ BİR DENEYİM
İkidilli çocuk yetiştirme sürecinde dil gelişimleri keyfili, pozitif, eğlenceli bir deneyim haline getirmek gerekiyor. Bu süreçte çocuklara, herhangi bir dili, kültürü küçümsemeden ikidilli olmanın değerli olduğunu fark ettirin. Bunu tutumlarınızla da doğrulatın. Bu süreçte öğrenen-gelişen anne-baba olmak çok önemli, anadilinizi (lehçede ve Standart Arapçada) ne kadar ve hangi düzlemde bildiğinizi sınayın. Anlama-konuşma ve okuma-yazmada kendinizi geliştirmeye bakın. Yani siz de kendinizi anadilinizde geliştirin. Çocuğunuzla, haftada en az bir defa dil-gelişimine yönelik basit bir oyun oynayın; meyve adlarını, çevresindeki eşyaları iki dilde saymak, öğrenmek, resimli kartlar hazırlamak, şiir-şarkı söylemek vb. gibi.
MASAL: BÜYÜLÜ DÜNYA
Masallar çocuğun hayal gücünü, yaratıcı olma becerisini geliştirmesini yanı sıra dil-gelişiminde önemli rol oynar. Yatmadan önce lehçede bir masal anlatın, bilmiyorsanız Türkçede yazılmış küçük masal kitaplarını lehçeye uyarlayın, basitleştirin. Çocuğa haftada en az bir defa dedesiyle, ninesiyle biraz zaman geçirme imkanı sunmaya çalışın.
Kod karıştırımı: Telaş yok!
Çocuk erken dönemde kod karıştırımı yapabilir. Türkçe bir sözcüğü Arapçalaştırabilir ya da Arapça bir sözcüğü Türkçeleştirebilir. Telaş yapmayın. Çocuğunuzu sürekli düzeltmeyin. Bunun yerine, mesela siyyart ödêwi dediğinde ê brâva ʿlâk siyyart wazîftak diyerek geri bildirimde bulunun. Onun Türkçeleştirdiği sözcüğün Arapçasını kendi cümlenizde kullanın. Bir süre sonra Arapçasını doğal olarak öğrenecektir. Siz de olabildiğince kod karıştırımından uzak durun. Türkçeleştirdiğiniz sözcüklerin ana-lehçedeki karşılıklarını öğrenin ve asıllarını kullanın. Bunu özellikle adlardan ziyade eylemlerde yapmaya dikkat edin; giwment yerine ʿtimedt (güvendim) kullanmak gibi.
Dil değiştirimi ise ayrı bir konudur. Dünyada ikidilli insanlar konuya, duruma, ortama göre bir dili konuşurken diğer dile geçiş yapabilirler. Birkaç cümleyi birinci dilde söylerken diğer cümleleri ikinci dilde ifade ederler. Bunun çeşitli faktörleri var, bir dilde daha az yetkin olmak, konu, durum gibi.
Dil tercihi: Çocuğu suçlamayın!
Çocuğa sürekli Arapça konuş vs. söylemek bir yarar getirmez. Kilit rol sizsiniz önce kendinizden başlayın, siz konuşmazsanız o da konuşmaz.
Ayrıca çocuk bir dönemde bir dili diğerine göre daha fazla tercih edebilir. Hatta sadece bir dilde konuşmaya eğilimli olur. Özellikle okul dönemiyle beraber artık sadece Türkçe konuşmayı tercih edebilir. Bu doğaldır, kendini en rahat ifade ettiğini düşündüğü dilde konuşacaktır. Belki de size ve çevresine Türkçede ne kadar yetkin olduğunu gösterme ihtiyacı hissediyordur. Çocuğunuzun Arapçayı unuttuğunu düşünmeyin. Çocuk çevresinde, okulda Arapça konuşmak ayıp-gereksiz dil gibi hatalı tutumlardan etkilenebilir. Mesela siz, aile içinden veya dışından, toplumda eğitim düzeyi yüksek, daha ‘’modern’’, ‘’statü sahibi’’ olarak algılanan kişilerle çocuğunuzun önünde Arapça mı Türkçe mi konuşuyorsunuz? Bu kişilerin önünde çocuğunuzla hangi dilde konuşuyorsunuz? Onlarla Arapça konuşmaktan utanıyor musunuz? Arapça bildikleri halde Türkçe konuşmak kendinizi daha mı iyi hissettiriyor? Sizce daha mı “prastijli”dir, neden? Bunları sorgulayın. Çocuk tüm bunları gözlemliyor ve algı dünyasında bir dili diğerine göre daha güzel, iyi, saygın olarak kodlayabiliyor. Farkında olun ya da olmayın dil tercihleriniz, anadilinize ilişkin çocuğun tutumunu etkiliyor. Türkçeyi zaten konuşuyorsunuz, her yerde anadiliniz Arapça ile de konuşun. Herhangi bir yerde ya da kişiyle anadilinde konuşmak ayıp, hoş değil vb. tutumlar, eğilimler yanlıştır. Türkçe için de öyledir.
Yapmanız gereken çocuğu suçlamak, sürekli uyarmak değil anadilini kullanacağı eğlenceli, keyfili koşullar, olanaklar yaratmaktır.
Sivil Toplum
Önceki yazılarda sivil toplumun alması gereken insiyatife satır aralarında değinildi. Sivil toplum kuruluşlarının, özellikle eğitsel, kültürel, dini alanda faaliyet gösteren kurumların tüm platformlarda daha bilinçli, etkin insiyatif almaları önem taşıyor. Genel hatlarıyla kısaca değineceksek, bu kuruluşların;
a) ‘’Her şeyden önce anadili meselesinin bireysel, toplumsal ve kamusal boyutları olan, Dilbilim, Toplumdilbilim, Eğitimbilim, Hukuk gibi birkaç disiplini ilgilendirdiğinden hareketle akademik destek, danışmanlık almaları’’
b) ‘’Nitelikli anadili festivalleri, eğitici seminerler, paneller vb. düzenlemesi’’,
c) ‘İkidilli kreşler kurması’’,
d) ‘’Uzman eğitimcilerin görev alacağı anadili kursları açması’’,
e) ‘’Kültür-sanat gruplarını desteklemesi, onlara sahip çıkması’’,
f) ‘’Üçüncü yazıda yer verilen notlar dikkate alınarak yeniden yapılandırılan ‘geleneksel’ Kuran-ı Kerim kursları açması’’,
g) ‘’Seçmeli yabancı dil dersi olarak Arapça dersinin seçilmesini teşvik etmesi’’,
h) ‘’Yazılı veya sözlü tüm duyuru, bildiri, açıklama, beyanat vs.de olabildiğince Türkçenin yanısıra anadili Arapçayı da (lehçe ve/veya standart Arapça) kullanması’’,
i) ‘’Eğitimci, rehber hocalarla görüşmesi; üniversiteye giriş sınavına hazırlanan alanı, ilgisi dil ve edebiyat olan öğrencilere Arap dili ve edebiyatı, Arapça Öğretmenliği, Arapça Mütercim Tercümanlık bölümleri hakkında bilgi vermesi’’,
j) ‘’Kentin çokdilli, çokkültürlü özgün dokusunu, birey-toplum-ülke açısından kültürel, siyasi, ticari vb. her anlamda değer ve kazanım üretmek üzere yaşatma ve geliştirmeye yönelik Mustafa Kemal Üniversitesi’nde bu bölümlerin kurulmasını talep etmesi’’ ve
k) ‘’Konuyla ilgili projelerin geliştirilmesi ve uygulanmasına yönelik bilinçli, ciddi, etkin bir tutum içerisine girmesi’’ gerekir.
Özet Kaynakça: C.A. Ferguson, ‘Diglossia’, Word, vol.15, (1959), s.325-40.; Colin Baker, İkidilli Eğitim, Heyamola Yayınları, 2011.; Doğan Aksan, Her Yönüyle Dil: Ana Çizgileriyle Dilbilim, Türk Dil Kurumu Yayınları, 1995.; Gülsün Leyla Uzun, İkidillilik olgusu üzerine genel bilgi-1, 2, 3 ve 4 (seri yazılar), 2006.; Kees Versteegh, The Arabic Language, Edinburgh University Press, 2010, s.148-226.
(Ehlen’in ilk üç sayısında yer verdiğimiz, ‘’Anadilimiz-1, Anadilimiz-2, Kuran-ı Kerim Kursları Üzerine Birkaç Not, Seçmeli Dil Dersi Arapça ve Anadilimiz-3’’ başlıklı yazılar, ‘’Anadilimiz Üzerine -1, -2, -3 ve -4’’ yazı dizisi olarak Güneyden Gazetesi’nin 15-31 Ekim 2013, 1-15 Kasım 2013, 15-30 Kasım 2013 ve 15-31 Ocak 2014 tarihli sayılarında yayınlanmıştır.)
*Bu yazı, Ehlen Dergisi, Ekim 2014 Sayı 3, sayfa 16-18’de yayınlanmıştır.