Haber: Rachel Ghannoum
Suriye sahilinin kalbinde, iç savaş yılları boyunca göreli sakinlik ve birlikte yaşamın sembolü olan Lazkiye’de, kentin çehresini ve geleceğini yeniden şekillendirebilecek bir dönüşümün emareleri belirmeye başladı. Son dönemde kentin farklı bölgelerinde geniş çaplı halk protestoları patlak verdi ve bu, ülkeyi saran protesto dalgasına yeni bir sayfa ekledi. Siyasi ve ekonomik koşulların derinleşen krizi altında, Lazkiye benzeri görülmemiş hareketlere sahne oluyor. Rejimin bu hareketlere güvenlikçi bir kuşatma dayatma çabalarına rağmen, halk öfkesinin tüm sınırları aştığı görülüyor.
Kıvılcımı çakan olay: Humus saldırısı ve öfkenin izleri
Her şey Humus kentinde bir camiyi hedef alan ve çok sayıda sivilin hayatını kaybetmesine yol açan patlamayla başladı. Bu olay, Lazkiye de dâhil olmak üzere Suriye’nin farklı şehirlerinde halk öfkesini tetikleyen bir kıvılcım oldu. Artan güvenlik ihlallerine ve sivilleri hedef alan baskı uygulamalarına karşı sokağa çıkma çağrıları çoğaldı. Bu çağrıların en dikkat çekeni, Lazkiye ve diğer sahil kentlerinde adaletsizliği reddetmek için meydanlara çıkma çağrısı yapan Şeyh Gazal Gazal’dan geldi.
Lazkiye patlıyor: Eşi görülmemiş gösteriler ve hareketlilik
Tarihsel olarak toplumsal dayanışması ve güvenlik güçlerinin sokaklardaki hâkimiyetiyle bilinen kent, hızla yayılan protestolarla gerilim ve tıkanma anları yaşadı. Tartus’taki Saadi Kavşağı’nda güvenlik güçleri göz yaşartıcı gaz kullandı; göstericiler ise adalet, hesap verebilirlik ve süregelen Suriye krizine çözüm olarak federalizmin uygulanması yönünde sloganlar attı.
Lazkiye’nin kendisinde ise durum daha da sertti. El-Ezheri Kavşağı’nda güvenlik güçleri protestoculara saldırdı. Özel birliklerin ve tankların sokaklara konuşlandırılmasıyla kitleler tehdit edildi. Protestocular taleplerinde kararlıydı; bu da hareketlerin geleceğine dair kaygıları artırdı.
Şiddet ve tırmanış: Göstericilere ateş açılması
Tehlikeli bir tırmanışla, Ceble kırsalındaki Beyt Yaşut köyünde barışçıl yürüyüşlerle hak talep eden göstericilere ateş açıldı; çok sayıda protestocu yaralandı. Bu şiddet artışı, Şam’daki otoritelerin kontrolü güç kullanarak dayatma mesajı olarak yorumlandı. Bu da Suriye sahilindeki protestoların geçici eylemlerden ibaret olmayabileceğine işaret ediyor. Yetkililer, sahadaki herhangi bir değişimi engellemek için en sert baskı yöntemlerine başvurmaya hazır görünüyor.
Alevi Yüksek İslam Konseyi: Uyarı dili
Yaşanan tırmanışın ortasında, Suriye Alevi Yüksek İslam Konseyi’nden bir açıklama geldi. Konsey, halkı evlerine dönmeye çağırırken meşru haklara bağlılığını vurguladı. Bu açıklama, zor bir zamanda sivillerin güvenliğini korumaya yönelik uyarıcı bir mesaj niteliği taşıdı. Verilen mesaj açıktı: Toplumsal barış önceliktir; ancak haklardan vazgeçmeden ve sivillerin maruz kaldığı baskıcı uygulamalara sessiz kalmadan.
Lazkiye sınavda: Ufukta ağır sonuçlar
Bugün Lazkiye’deki durum, yalnızca Suriye rejimi için değil, uluslararası toplum için de gerçek bir sınav olarak görülüyor. Uzun süredir rejim için stratejik bir merkez sayılan kent, daha büyük dönüşümlerin kapısını aralayabilecek yeni bir protesto aşamasına sürüklenebilir.
Artan şiddet ve baskıyla birlikte Lazkiye’deki protestolar, Suriye sokağında biriken öfkeyi açıkça ortaya koyuyor. Her yeni gün daha fazla baskı ve vatandaşlar üzerinde artan yükler getiriyor; bu da yeni halk patlamalarının önünü açıyor. Halkın talepleri—sistemin yapısal olarak değiştirilmesi ve krize gerçek çözümler bulunması—karşılanmadıkça, Lazkiye ve diğer kentler sıcak bir sac üzerinde kalmaya devam edebilir.
Sonuç: Ufukta dönüşümler
Lazkiye’de yaşananlar geçici bir protesto değil; Suriye’nin önümüzdeki dönemde yaşayabileceği siyasi ve toplumsal dönüşümlerin başlangıcı olabilir. Rejim, sahil kentleri üzerindeki güvenlik hâkimiyetini sürdürmede ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya: Bir yandan artan protestoları bastırma çabası, diğer yandan içeriden ve dışarıdan gelen köklü değişim taleplerinin baskısı.
Ya rejim ulusal uzlaşıya dayalı daha dengeli bir yanıtı seçecek, ya da ülkeyi daha fazla parçalanma ve yıkıma sürükleyebilecek yeni bir şiddet ve tırmanış döngüsüne girilecek.
