Gökyüzü Karardı, Yabanlar Sessiz: Bu Bir İklim İhanetidir!

Hamit Karaoğullarından

Yangın sadece ormanı değil, sesi de yok etti. Kuşlar göç edemiyor, dağlar susuyor. Doğa göz göre göre öldürülüyor. Bir sessizlik çöküyor üzerimize…

Ormanlar yanarken, gökyüzü kararmaz sadece; bir sessizlik çöker toprağın üstüne. Kuşlar ötmeyi bırakır, rüzgâr yönünü kaybeder, dağlar yankı vermez olur. Çünkü orman sadece ağaç değildir; bir ekosistemdir, bir yaşam döngüsüdür, bir hafızadır.

Suriye sahil bölgesindeki 2023 yangınlarından

Ama bu hafıza, rant için siliniyor. Ve bu sessizlik… Sessizlik değil, bir çığlıktır.

Yangınlar: İklim Krizinin Ateşi ve İhmalin Külleri

Türkiye, her yaz artan şiddette orman yangınlarıyla sarsılıyor. Ancak mesele sadece sıcaklık artışı değil. En büyük sorun, bu yangınlara karşı alınmayan önlemler ve uygulanan kayıtsızlık politikaları.

            •          Yangın söndürme uçaklarının eksikliği kronik bir problem.

            •          Erken uyarı sistemleri yeterli değil.

            •          Kriz yönetimi bürokrasiye, ihale oyunlarına ve kayırmacılığa teslim.

Bu, bir doğal afet değil; yönetim zaafının sonucu.

Yabanlar Nereye Gitsin? Göç Yolları Kayboluyor

Her yıl yanan binlerce hektar orman, sadece yeşil alan değil, aynı zamanda yaban hayatının kalbidir. Orman yangınlarıyla birlikte:

            •          Kuşların göç rotaları değişiyor,

            •          Arı kolonileri yok oluyor,

            •          Nesli tükenme tehdidi altındaki türler daha da yalnızlaşıyor.

Samandağ-Milleyha

Bunların çoğu geri dönmeyecek. Yanan sadece ağaç değil, bir türün umudu oluyor.

Madencilere Açılan Dağlar, Betonla Dolu Vadiler

Yangın sonrası süreç ise en az yangın kadar yakıcı. Çünkü birçok yanan alan:

            •          “Turizm geliştirme bölgesi”,

            •          “Enerji yatırımı sahası” veya

            •          “Özel maden işletme ruhsatı”  adı altında ranta açılıyor.

Dağlar parça parça satılıyor. Madencilik uğruna delik deşik edilen ormanlık alanlar, geri dönüşü olmayan şekilde tahrip ediliyor. Bu, açık bir çevre suçudur. Ama ceza yok. Denetim yok. Hesap soran yok.

İklim Yasası mı? Daha Çok İklim Yalnızlığı

Türkiye’nin iklimle mücadelesi, kâğıt üzerinde bol vaatli ama pratikte boş bir sözlük gibi.

            •          Gerçek ve bağlayıcı bir İklim Yasası hala yok.

            •          Paris İklim Anlaşması imzalandı ama gereği yapılmadı.

            •          Fosil yakıt yatırımları devam ediyor.

            •          Yenilenebilir enerji politikaları ise yavaş, parçalı ve merkezi denetimden uzak.

İklim kriziyle mücadelede samimiyet değil, şirket çıkarları belirleyici olmuş durumda.

Bu Bir İhmal Değil, İhanettir

Gökyüzü karardı.

Yabanlar sessiz.

Toprak suskun ve çaresiz

Bu bir doğa olayı değil; insan eliyle yaratılmış bir felaket.

Ve artık buna “ihmal” demek yetersiz.

Bu, doğaya, yabanlara, çocuklarımıza ve geleceğimize karşı işlenen bir iklim ihanetidir.

Ne Yapmalı?

Bu karanlığı ancak biz durdurabiliriz.

Artık izleyici değil, taraf olma zamanı.

            •   Yanan orman alanları asla imara açılmamalı, anayasal güvenceye alınmalı.

            •  Yangınla mücadele ekipmanları modernize edilmeli, her bölgeye özel planlama yapılmalı.

            •  İklim Yasası, şeffaflık ve hesap verebilirlikle acilen yürürlüğe konmalı.

            •  Yaban hayatı koruma alanları genişletilmeli, göç yolları haritalanarak korunmalı.

            •  Toplum, çevre eğitimi ve bilinçlenme ile sürecin parçası hâline gelmeli

“Doğaya ihanet eden, geleceğini küle boğar.”

– Kıyamet Doğa KATLİAMINDA

– ⁠Kıyamet Gözü dönmüş SERMAYEDE

– ⁠Kıyamet İNSANLIK ONURUNUN YOK OLUŞUNDA

– ⁠Kısaca kıyamet İNSANDA SAKLI

Nefes Alamıyor,

Birlikte Ölüyoruz!!!