Seda Yüce
6 Şubatta Kahramanmaraş merkezli iki depremle etkilenen 11 il ve komşu ülke Suriye’de binlerce ölüm ve yıkım yaşandı. 6 Şubatta yaşanan büyük felaketin hemen ardından Hatay ve Adıyaman Gölbaşı ilçesinde gönüllüler ile Deprem Dayanışma İnisiyatifleri oluşturarak deprem bölgelerinde çalışmaya başladık. Adıyaman Gölbaşı ve Hatay iline bağlı Antakya, Samandağ ve Defne ilçelerinde kurulan koordinasyon merkezleri ile akut ihtiyaçların giderilmesi için tüm merkezlerimiz hızlıca organize oldu.
Depremin ilk günlerinden itibaren kadınların en temel ihtiyaçları başta olmak üzere bunların temini dağıtımı konusunda kadınlarla dayanışmayı büyütmeyi hedefledik. Depremden önce var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliği depremden sonra daha da derinleşti. Deprem sonrası kamu hizmetlerine erişimin olmamasından kaynaklı çocuk, yaşlı, engelli gibi bakımlar, kadınların ev içi emeğinin görünmezliği, daha da arttı. Çadırlar ve konteynerlarda temel ihtiyaçların karşılanması gibi konular kadınların sorumluluğunda kaldı. Depremde en temel ihtiyaçların temin edilmesinde ve birçok çalışmanın organizasyonlarda kadınlar yer yer aldı.
Bizler kentimizi, birlikteliğimizden ve dayanışmadan aldığımız güç ile yeniden kurma yolunda irade koyduk. Depremin 1. ayında yıkılan kentimiz ve kaybettiklerimiz için 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde birlikte yaşam zinciri oluşturduk.
Biz kadınlar olarak yaşadığımız sorunlar karşısında birçok mahallede yan yana geldik. Yaşadığımız büyük bir felaketin ardından gönüllü psikologlar ile travma yönetimi, hijyenin en büyük sorun olduğu yaşamlarda kadın sağlığı üzerine buluşmalar gerçekleştirdik.
Öncelikle kadınların kendilerini ifade edecekleri günlük sorumluluklarından bir nebze uzaklaşacağı, başka kadınlarla birlikte güçlenebilecekleri alanlar olması için Kadın Çadırımızı kurduk. Farklı mahallerden üretim yapan kadınların mahsüllerini el birliği ile toplayıp,ürettikleri ürünlerin çeşitli gıda toplulukları ve kooperatifler aracılığı satışını sağladık.
Deprem öncesi el emeği ürünlerin üretimi için yanyana gelip, sosyal alan yaratan ve birlikte üretim yapan kadınların deprem sonrası hem ekonomik hem psikolojik güçlenmelerine katkı sağlamak için Mara EL Sanatları Atolyesi kuruldu.
Mara El Sanatları Atölyesi ilk üretimini Adıyaman’da depremden etkilenen kadınlar ve kız çocuklarına hediyeleri ve notlarıyla göndererek depremi yaşamış farklı illerden kadınların arasında bir köprü kurmuş oldu.
Depremden önce halk eğitim merkezinden kurslara katılan ve birlikte üreten başka mahallelerden kadınların üretimlerine ve sosyal alanlarına devam edebilmeleri için dernek alanımızda el işi kursu açıldı.
Diğer yandan Antakya’nın kültürünü devam ettirdiği en önemli alanlardan biri Antakya mutfağı ve ürünleriydi. Bunların üretimini en çok kadınlar yaparken depremden sonra bir mutfak alanı olmadığı için bun üretim sekteye uğramıştı. Kolektif gezici mutfak fikri ile kadınlara bu ürünlerin üretimi için alan yaratma fikri ve bu kültürel mirasın devam etmesini sağlamayı amaçladık.
Hatay Deprem Dayanışması etrafında çalışma yürütenler, Mara El Sanatları Atölyesi, Kolektif Gezici Mutfak, El İşi Kursu ile depremin başından bu yana yol yürüyen kadınlar olarak ihtiyacın buraya evrilmesi üzerine Rimmen Kadın Kooperatifi’ni kurduk.
Adımızı bolluk ve bereketin simgesi kabul edilen narın, Arapça karşılığı olan “Rimmen”den alıyoruz. Narın taneleri birçok farklı kadını, narın bütünü ise kolektif çalışmalarımızı temsil ediyor. Logomuzdaki narın mozaik yapısı Antakya’nın farklı kültürlerinin birlikte yaşam deneyimini simgeliyor.
Antakya’nın yöresel ürünlerini üretmeye ve bu lezzetleri tüketici ile buluşturmaya başladık. Mara El Sanatları atölyesinde kadınlar dikiş öğrenmeye ve üretmeye devam ediyor. Bunun dışında sabun atölyesi ve kilim dokuma atölyesi için hazırlık ve çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Deprem sonrası yaşamı yeniden kurmak isteyen kadınlar olarak, ekonomik ve psikolojik anlamda güçlenmek, dayanışmak, üretimlerimizi kolektifleştirmek amacıyla yola çıktık. Rimmen Kadın Kooperatifi ile deprem sonrası yanyana gelerek umudu büyütmenin, kentimizi yeniden yeşertmenin, birlikte güçlenmenin ve hayata tutunmanın yollarını arıyoruz.
Çünkü biliyoruz; kadınlar birlikte güçlü! Dayanışma ile.
Ehlen Dergisi’nin 3.sayısında yayımlanmıştır.